20 Nisan 2012 Cuma

Üzgünüm...


Davrandım, yaşadım ve gördüm...
Ruh halimi anlamak için biraz dinlemelisin...
Kısa sürdü biraz. Kötünün iyisini düşünerek bile yine Polyanna olmuşum. Umrunda bile değilken gerektiğinden fazla önemsemiş ve önemsendiğimi sanmışım.
Üzgünüm bu gece evet. Söylüyorum ama inanmıyorlar :) "Hayata bakış açım değişti anne bunalımdayım, kötüyüm diyorum :) gülümseyerek", gülümseyerek diyorum ya. olmuyor. Ağlayamam ki, ne için ağlayacağım ki...
Hepsi benim suçum. Benim söz dinlemezliğim, benim kendime kafa tutmuşluğum, dikkafalılığım vs vs...
Sonunu az çok tahmin etmiştim yaşayarak öğrenmek istedim. Öğrendim, birazcık incindim, üzüldüm..
Biraz da ağlamış olabilirim, belki bi iki damla. Onsuzluktan değil, gururumdan.


Şu an için tek derdim kalbimin beni yapayalnız hissettirecek kadar boş olmasıydı.. Hoşnuttum da bu durumdan. Umut yoktu, beklenti yoktu, hayalkırıklığı yoktu, keder yoktu..
Piskopat gibi yaşıyordum açıkcası..
Vıcık vıcık birbirini sevenlere, ilişki yaşayanlara uzaylılarmış gibi bakar, şarkılara anlam yüklemez, kimseyi düşünmez, rahat rahat takılırdım.
İşte taki lanet olasıca O'nu görene kadar..


Herşeyi mahvettim o anda. Bitti gitti tüm düzenim. Dikkat kesildim hep, sesini dinledim, yürüyüşünü izledim, kahkahalarını duydum. Bunları her yaşadığımda kalbimin atışının hızlanmasına şaşırdım. Daha önce yaşamış mıydım hiç böyle bir heyecan yada ne zamandı ki hatırlamıyordum...


Gidişat önemlidir güzeldir de, ben sonuçlarla yaşarım biraz. Net olmalı benim hayatımda herşeyin rengi.
Öyle Siyah yada Beyaz olacak Gri istemem kaprisi değil benimki yahu. Kırmızıysa kırmızıdır, yeşilse yeşil. Rengi olacak.


PesPembeydim :)
Gittim açıkladım kendimi. Yapılacak tek şeydi bu. Sürüncemede aylarca neyi bekleyecektim ki ve söylesem ne kaybedecektim ?
Söyledim ve geri çekildim. Cevap mı ne oldu?
Ne evet ne de hayır.
Bir sürünceme daha.. Buyrun buradan yakın yani.
Kaldım mı kucağımda umutlarımla. Dağıta dağıta dolaştım etrafta umutlarımı, gülücükler saçarak..
Kendimden ödün verdikten sonra bir de baktımki kucağımda hiç umut kalmamış. Sinirlendim biraz fazla bekledim galiba diye dayanması lazımdı bunların yahu dedim. Çok geçti bitmişti bi kere. Sustum.
Kendine iyi bak dedim ve geri çekildim.
Kızabileceğim tek bir kişi var. koccaman aptal mı aptal bir BEN :)
Direnmenin bir anlamı yok.
Ama ciddi üzgünümdür yani o da bir gerçek.


Çıkarılan ders mi :
Bir daha ölecek olsam bir erkeğe duygularımı açmak mı, açık ve net olmak mı?
Allah'ımmm tövbeleriminn de tövbesiii!!
Büyüklerimizin bir bildiği varmış da onca strateji üretmişler ya. "Süründürmek" şimdi o kadar iyi kavradım ki. Kusura bakmayın beyler; biz sizler gibi kolayca atlatamıyoruz malum duygu bakımından sizden biraz daha gelişkin varlıklarız. Bu sebeple kızmayın süründürmek konusunda :)
Neymişşş;
Kaçan kovalanırmış da zaten bu tabuyu yıkmaya çalışanların hazin sonuyla da bu şekilde yüzleşilirmiş...
Şimdi de böyle hissediyorum Öfkeyle karışık bir neşe bir hareketlilik :)


Olsun bu da geçer. Mutluluk beni bulur, tutar bağlarım ayak bileğime kaybolmasın diye.
Benim yaradılışım böyle. Neşeliyim ben yahu :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder